İSTANBUL – İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli asistan doktor S.E’nin hemşire H.Z’ye ‘cinsel saldırı’dan yargılandığı davanın üçüncü duruşması görüldü. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya mağdur H.Z, avukatı Feyza Altun, meslek örgütleri temsilcileri, tutuksuz yargılanan sanık S.E. ve avukatı katıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da, davaya müdahil oldu.
H.Z: HAYATIM ALT ÜST OLDU
Mağdur hemşire H.Z. duruşmada şunları söyledi: “20 yıldır o hastaneyim, şikayetim devam ediyor. 20 yılın sonunda kendi rızamla bir resmî kurumda nasıl böyle bir şey yapabilirim? Benim söz konusu odadan kolileri alma sebebim uzun yıllar çalışmam sebebiyle odayı benden sonra gelen ekibe temiz bırakmam yönünde bir hareket, buradan olumsuz bir kanaat edilmesini kabul etmiyorum. Bu olaydan ciddi psikiyatrik sorunlar yaşadım, doktor raporları aldım, ailemle yaşıyorum. 11 Mart’tan beri tedavi görüyorum. Ben orada kendimi savunamadıysam burada mahkemenizde adaleti size bırakıyorum.”
AVUKAT ALTUN: DİĞER HEMŞİRELERİ DE TACİZ ETTİĞİ SABİTTİR
Mütaaladaki mağdura yönelik iddiaları kabul etmediklerini H.Z’nin avukatı Feyza Altun da şunları kaydetti: “Sanık olay öncesi olayın geçtiği olayın çevresinde kimler var yok kontrol ediyor. Hiyerarşik alt üst ilişkisi içerisinde bulunduğu hemşirelere yönelik fiili bu otoriteyi kullanarak yapıyor. Sanığın diğer hemşireleri de taciz ettiği sabittir. Ayrıca sanık, müvekkilimi arayarak özür dileyip şikayetini geri çekmesini istemiştir. Suçun işleyiş biçimi göz önünde bulundurursak müvekkilimin delil toplaması zor. Biz kadınlar cinsel saldırıya uğrarsak nasıl ispat edeceğiz? Emsal teşkil etmesi için cezalandırılması gerek. Açıkladığımız nedenlerle müvekkile yönelik eylemlerden sağının cezalandırılması mütalaaya uyulmamasını talep ediyoruz.”
Sanık S.E. ise suçlamayı kabul etmediğini söyledi. Sanığın avukatı da somut delil olmadığını öne sürüp sanığın beraatini istedi.
BERAATE TEPKİ
Mahkeme heyeti S.E.’nin ‘Nitelikli cinsel saldırı’ suçunu işlediğine dair kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatına karar verdi. Kadın hakları savunucuları da karara tepki göstererek alkışlar ve sloganlar eşliğinde adliye binasından çıktı.
‘BU KARAR UTANÇ KAYNAĞIDIR’
Adliye önünde yapılan açıklamada H.Z’nin avukatı Feyza Altun, “Bu karar Türkiye için ve Türkiye’deki kadınlar için utanç kaynağıdır. Türkiye’de hiçbir kadının artık güvende olmadığının mahkeme eliyle tescil edilmiş olduğu bir karardır. Ne hastanede çalışan, ne adliyede çalışan, ne otelde emek veren, ne özel sektörde çalışan hiçbir kadın erkeklerin cinsel şiddetine karşı korunmuyor olduğunun mahkeme eliyle ispatı ve tescilidir. Zira fail kendi fiilini kabul etmesine, önce bizim aramızda gönül ilişkisi vardı demesine, bütün bunları çürütmemize, hiçbir şekilde alt üst ilişkisi dışında bir ilişkileri olmadığını ispat etmemize rağmen, mahkeme tüm delillere rağmen delil yetersizliği dedi. Başka hemşireler aynı doktorun tacizine uğradığını beyan etmesine rağmen hala delil yetersizliği deniyorsa bu Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin erkeklere tecavüz et, taciz et, seni aklayacağım demesidir. Bunun bu kararın tarafımızca kabul edilmesi mümkün değildir. Bütün itiraz yollarını kullanacağız. Bu kararın bozulması için elimizden geleni yapıp kadın mücadelemizi asla bırakmayacağız” dedi.
Ne olmuştu?
İstanbul Yedikule Göğüs ve Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi’nde görevli asistan doktor S.E, 11 Mart’ta nöbetçi hemşire H.Z’ye cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alındı. İfadesi alınan asistan doktor S.E, serbest bırakıldıktan sonra açığa alındı. Hemşire H.Z. ise Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sürgün yedi.
S.E, savcılık ifadesinde, “H.Z. ile 3 yıldır flört düzeyinde arkadaşlığı olduğunu, iş dışında da görüştüklerini” ileri sürdü. Bunun üzerine savcılık, S.E’ye ait üç aylık HTS kayıtlarını inceledi. HTS kayıtlarında S.E. ve H.Z’nin sadece 12 Ocak ile 17 Şubat 2023 tarihleri arasında dört kez telefonla görüştükleri belirlendi. HTS kayıtlarının incelenmesinin ardından savcılık, iddianamede, “Asistan doktor S.E’nin hemşire H.Z. ile sevgili olduğuna dair herhangi bir delilinin olmadığı, bu konuşmaların iş arkadaşları arasında olağan sayılacağı” tespitini yaptı.
Davanın iddianamesinde sanık S.E’nin 12 yıla kadar hapsi isteniyordu. Savcılık, sanık S.E’ye ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçlaması yöneltmişti.